İsrail'in Filistin halkına yaptığı işkencelere her gün bir yenisi ekleniyor. Son olarak kokarca bombası üreten İsrail, Filistin topraklarını şimdi de atık deposuna çeviriyor.
Pisliklerini Filistin topraklarına boşaltıyorlar
İşgal altındaki topraklarda Filistinlilerin çektiği çileler sınır tanımıyor. Yahudi yerleşim birimlerin kurulmasından tutuklamalara günlük baskınlardan tarım arazilerini tahrip etmeye, zeytin ağaçlarının yakılmasından toprakların müsadere edilmesine kadar bu uygulamalar geniş bir yelpazede sürgit devam ediyor. İsrail’in son uygulaması ise çöpleri ve atıklarını Filistin topraklarına atmak.
İsrail işgal yönetimi, Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus kentinin batısındaki bir bölgeyi atıklarının atılacağı bölge olarak seçti. Buraya yakın bölgelerdeki yerleşim birimlerinde bulunan kimya fabrikalarının bulunduğu da göz önüne alındığında tehlikenin boyutları gözler önüne seriliyor.
Bu çerçevede Filistin Çevre Kalitesini Geliştirme Müdürü Emced Cubr, esas tehlikeli gelişmenin atık bölgesinden sorumlu olan İsrailli yetkililerin, İsrailli makamlardan gerekli ruhsatı aldığını söylemesi olduğunu kaydetti.
Cubr, “Geçmiştek İsrail atıklarını gelişigüzel yerlere atardı. Ancak şimdi durum farklı. Projeyi yürüten isimler, önümüzdeki 20 gün içerisinde faaliyete geçecek olan atık depolama merkeziyle ilgili ruhsat aldığını söylüyor.” şeklinde konuştu.
Büyük tehlike
Cubr, şunları söyledi: “İsrail’in atık bölgesi olarak seçtiği bölgede çok ciddi sorunlar yaşanabilir. Batı Şeria’nın tam ortasında kurulmak istenen bu merkez, Nablus’tan sadece 5 km. uzakta. Bu atıkların kuzey bölgelerde yaşayan Filistinlilerin içme suyuna karışma riski çok büyük.”
Cubr, “Filistinlilerin içmekte olduğu sular, yerin en fazla 100 m. kadar altında bulunan sular. Atık deposu olarak seçilen zeminin yapısı atıkların yer altına sızmasına elverişli. Bu bölgede daha önce taş atölyeleri bulunmaktaydı ve sürekli dinamitlerle kayalar patlatılmaktaydı.” dedi.
İsrail’in sadece inşaat atıklarını bölgeye getireceği yönündeki iddialarını çürüten Cubr, “İsrail’in çevreye zarar verecek atıkları var. Bunların bir kısmı kimyevi atık, bir kısmı radyasyon yayan atıklar kimi de kanserojen özelliği taşıyan atıklar. Ayrıca burayı inşa ederken bizden onay almamaları ve bizim kontrolümüzün dışında olması hasebiyle her şey mümkün.”
Emced Cubr, atık merkezinin faaliyete geçmemesi için atıkların resmini çekmek ve bu resimleri içerisinde etraflı bilgilerin bulunduğu raporlarla birlikte basın kuruluşlarına ve bakanlıklara dağıtma gibi fiili adımlar attıklarını belirtti.
Çevre kalitesini geliştirme müdürlüğünün ilgili yerler ile yerel ve uluslar arası çevre örgütlerine konuyla ilgili mektuplar gönderdiklerini, Çevre yönetimi başkanının konuyla ilgili yakından bilgi sahibi olmak için atık deposu olarak seçilen bölgeyi ziyaret edeceğini, ayrıca atık deposu yapılması için topraklarına el koyulan arazi sahipleri de bu bölgenin özel mülkiyetleri olduğu ve İsrail tarafından müsadere edildiği şeklinde İsrail yüksek mahkemesinde dava açtı.
Öte yandan Nükleer Savaşa Karşı Filistinli Tabibler Derneği Başkan Yardımcısı Muhammet Saade, İsrail’in zararlı atıkları atmak için bu yeri bilinçli olarak tercih ettiğini bildirdi.
Saade, bu atıkların içinde kurşun ve klor gazı barındırması nedeniyle yer altı sularını kirleteceğini ve havaya arsenik, amonyak ve zehirli metan gazı salınımında bulunacağını dile getirdi.
Saade, bu atıklar gerçekten inşaat atıkları olsa bile bu atıkların kanser hastalığına neden olan aspest maddesini içereceğini bunun bir çok durumda ispat edildiğini söyledi. Saade, bu bölgeye atık deposu inşa edilmesinin civarda yaşayan Filistinlilerin sürgüne yollanması eyleminin başarısız olması üzerine yeni bir taktik geliştirerek Filistinlileri bölgeden göç ettirilmesine çalışıldığını söyledi. Örnek olarak da İsrail’in Telaviv’den topladığı atıkları İsrail vatandaşı Arapların yaşadıkları bölgelere dökmesini verdi
Saade ayrıca Batı Şeria’da İsrail’e ait beş atık deposu olduğunu, İsrail’in bunların dışında da gizli bazı depolarının bulunma ihtimalinin olduğunu dile getirdi